Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tuz ve Diyabet

Şekerin diyabet nedeni olduğunu biliyorduk, peki ya tuz ? Diabetologia Dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma, erişkin kişilerde tuz tüketiminin tip 2 diyabet  ve latent (gizli) otoimmün diyabet gelişme riskindeki artışla bağlantılı olabileceğini öne sürmüştür. Beslenmemizdeki ana sodyum kaynağı tuzdur. Tuz (sodyum klorür) %40'ı sodyumdan oluşmuştur, bu demektir ki her 2.5 gram tuz tükettiğimizde 1 gram sodyum almış oluruz. Daha önceki çalışmalar aşırı tuz tüketimin, insülin direncine direk etkisiyle ve/veya yüksek tansiyona ve kilo alımına katkısıyla  tip 2 diyabet gelişimine yol açabileceğini göstermiştir.   Latent otoimmün diyabet (LADA) tip 1 diyabetin bir formudur ve pankreasta insülin üreten hücrelerin, vücudun kendi bağışıklık sistemi tarafından yok edilmesiyle oluşur. Normal Tip 1 diyabetin aksine bunda çok yavaş oluşur, bazen yıllar alır. Yetişkinlikte ortaya çıkmasından dolayı yanlışlıkla tip 2 diyabet teşhisi konmasına sebep olabilir. Araştırmacı...

Abdominal Obezite & Santral Obezite

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre bel/kalça oranı kadınlarda 0.85'den ve erkeklerde ise 1.0'den fazla ise android tip obezite (elma tip obezite- santral obezite- abdominal obezite) olara kabul edilmektedir.  Yağ dağılımının belirlenmesinde Bel/kalça oranı kullanılsa da, tek başına bel çevresi ölçümü, karın bölgesindeki yağ da ğılımı ve sağlığın bozulmasında önemli ve pratik bir gösterge olarak kullanılmaktadır.  Yağın karın bölgesinde ve iç organlarda toplanması insülin direnci ile ilişkilidir. Erkeklerde sınırı 94 cm ve üstü, kadınlarda ise 80 cm ve üstüdür (Risk sınırı). Erkeklerde bel çevresinin 102 cm ve üzeri, kadınlarda ise 88 cm ve üzerinde (yüksek risk sınırı) olması; 💡Tip 2 Diyabet 💡LDL kolesterol ve trigliseritte dalgalanmalar 💡Hipertansiyon 💡Koroner arter hastalıklarının gelişmesinde risk olarak görülmektedir.

Yağ Depolama Serüveni

Lipoprotein Lipaz bir enzimdir ve pek çok dokuda üretilir. Kan dolaşımından geçmiş trigliseritleri yağ asidi olarak depolar. Yağ depolanmasındaki rolü ile yağ hücrelerinin ''kapı bekçisi'' olarak adlandırılır. Yüksek lipoprotein L. seviyesi, yağ hücrelerinin büyümesine yol açar. Farklı koşullarda yağ hücrelerindeki bu Lipoprotein lipaz seviyesi de farklılık gösterir. Yemekten sonra seviyesi artar, yemekten 2-3 saat sonra maksimum seviyeye ulaşır. İnsülinin varlığında seviyesi yükselir. Diyet esnasında ve açlık durumunda en azından başlangıçta seviyesi düşer. Birkaç hafta ya da birkaç ay süren düşük kalorili beslenme ve ağırlık kaybı sonucunda ise bütün vücuttaki yağ hücrelerindeki Lipoprotein L. seviyesi BAZI insanlarda artar. Böylelikle beslenme normal seviyeye döndüğünde, yağ depolama kapasitesi artar.

Stres - Kortizol - Kilo İlişkisi

Stresin etkisi, stresin tipi ve süresine göre değişir. Akut stres sırasında, iştah genellikle baskılanır. Kronik stres (bizim stres, sıkıntı diye bildiğimiz) genellikle lezzetli, yağlı, kalorili besinlerin alımına teşvik eder ve birçok çalışmada obezite ve kilo artışıyla ilişkilendirilmiştir. Stres sonucu bir çok sistemin aktivasyonu ile beraber kortizol salınır, ve bu da iştahı tetikler.  Salgılanan kortizol, kan dolaşımına glikoz salınımına neden olur ve bunun sonucunda istenmeyen bir insülin yükselmesi meydana gelir.  İnsülin, endokrin sistemin yağ depolayan bir hormonudur. İnsanlar kronik stres altındayken, şekerli-tuzlu-yağlı ve yüksek kalorili gıdalara yönelirler. Artmış kortizol seviyesi sadece abur cubur tüketimine neden olmaz, aynı zamanda yiyeceğinden daha fazla yemene sebep olarak aşırı kalori almana sebep olabilir.
Kahve, hemen hemen herkesin çok sevdiği, enerji veren miktarına ve içindekilere dikkat edildiğinde sağlığımız içinde faydalı bir içecek türüdür.  Aynı zamanda çoğu kişi için güne onsuz başlamak pek mümkün değil, ben dahil =) Starbucks Coffee Company'deki içecekler her ne kadar bizi fazlasıyla cezbetse de, şeçim yaparken bilinçli olmakta fayda var. Kalori, protein, yağ ve şeker miktarlarını bilirseniz en azından ona göre davranabilirsiniz (sağlık-kilo kontrolü ve kilo koruma için). Tabi ki kalorisiz, şekersiz ve kremasız olanlar çok daha iyi diyeceğim ama bu hiç, bol karamelli bir Frappuccino içemeyeceğimiz anlamına gelmiyor elbette! Sıklığı oldukça az tutarak kaçamak zamanlarımızda bu ürünlerden de tüketebiliriz. Dengelemek önemli, eğer karamel sosu fazla olsun istiyorsanız, şekerini yarı yarıya azaltabilir ve aynı zamanda bir sonra ki öğününüzü daha hafif yiyerek sorunu çözebilirsiniz. Yanına biraz da fiziksel aktivite eklerseniz tamamlanmış olur =) Aşağıda sıcak ...

Krill Yağı Nedir? Neden Önemlidir?

Kriller, Antarktika okyanusun soğuk sularında yaşayan karidese benzer küçük kabuklu deniz canlısıdır.  Krill yağını diğer yağlardan üstün tutan temelde dört bileşen bulunmaktadır. Bunlar; içeriğindeki yağ türünün fosfolipit formda olması, yüksek antioksidan etkisi yüksek olması, omega-3 ve astaksantin  içeriğidir.  A lglerden, morina karaciğerinden, foklardan ve/veya balık yağından  elde edilen omega yağ asitleri trigliserit formdadırlar .  Fosfolipitlere bağlı omega-3 suda çözünebilir halde iken, balık yağındaki omega-3 çözünemez. Bu nedenle krill’deki omega-3’ün vücudumuz tarafından emilebilir ve kullanılabilir durumdadır.   Balık yağına göre E, A, D vitaminleri ile astaksantin gibi güçlü antioksidanları içermesi sonucunda 48 kez daha fazla antioksidan etkiye sahiptir. Yapılan çalışmalarda, krill yağı kapsüllerinin içerdiği EPA ve DHA miktarı balık yağı kapsüllerine göre az olmasına rağmen, krill yağının fosfolipit formundan dolayı omega-3 yağ asitle...